20 Temmuz 2012 Cuma

Uyusunda Büyüsün Ninni



Bu karikatürü görünce "İşte bu benim" dedim. Müzik kulağı denen kulaktan malesef bende hiç yok ve hiç bir şarkıyı ezbere bilmem. Ayrıca sesimde inanılmaz derecede kötüdür. Tüm bunlardan dolayı kimsenin yanında yüksek sesle şarkı söylemem. Ama anne olunca durum değişiyormuş. Sesinizin ne kadar kötü olduğunu düşünseniz bile anne olunca sizin sesinizi duymaktan mutlu olan, sizin sesinizde huzur bulan bir meleğe sahip oluyorsunuz.



Meleğinizin uykusu geldiğinde ve uyuyayamadıkça hırçınlaştığında onu sakinleştirip uyutabilmeniz için ninni söylemeniz gerekiyor.

Herkesin bildigi aşağıdaki "Uyusunda büyüsün" ninnisinin sözlerini malesef ben ezbere bilmiyorum.

Uyusunda büyüsün ninni
Tıpış tıpış yürüsün ninni
eeeee... eeeee...
Uyu yavrum ninni
Dandini dandini dalılı bebek
Elleri kolları kınalı bebek
eeeee... eeeee...
Uyu yavrum ninni

Ninninin bildiğim tek kısmı "Uyusunda büyüsün ninni, tıpış tıpış yürüsün ninni" kısmı idi. Mete'yi ninni söyleyerek uyutmaya çalıştığım ilk zamanlar sürekli aynı iki cümleyi tekrarlamaktan çok sıkıldım ve çareyi kendi ninni sözlerimi yazmaktan buldum. Artık Mete'ye, ona özel olarak uyarladığım ninniyi söylüyorum.

Uyusunda büyüsün Metecim
Tıpış tıpış yürüsün Metecim
eee... eee... eee...

Uyusunda büyüsün Metecim
Bıdır bıdır konuşsun Metecim
eee... eee... eee...

Uyusunda büyüsün Metecim
Tatlı rüyalar görsün Metecim
eee... eee... eee...

Uyusunda büyüsün Metecim
Annesini çok sevsin Metecim
eee... eee... eee...

Uyusunda büyüsün Metecim
Babasını çok sevsin Metecim
eee... eee... eee...

Uyusunda büyüsün Metecim
Koca adam olsun Metecim
eee... eee... eee...

Not: Metecim yerine "canım oğlum" veya "meleğim" i kullanabiliyorum. 




5 Temmuz 2012 Perşembe

Mete Plaja Gitmeye Hazır


Önümüzdeki hafta yıllık iznimi kullanarak Kefken'e (Kocaeli-Kandıra sahili) tatile gideceğiz. Geçen yıl, çok küçük olduğu için Mete'yi denize götürememiştik. Bu yıl ilk defa Mete sahile giderek denize girecek. Tabi bunun için ufak bir hazırlık yaptım. Mete'ye mayo, deniz havlusu, şişme aslan figürlü simit ve kova takımı aldım.

Önümüzdeki haftaiçi plaj resimlerini sizlerle paylaşacağım. Ama şimdiden biraz içinizi ısıtmak için Mete'nin mayolu resimlerini sizlerle paylaşmak istiyorum.
 

Mete'nin İlk Biyometrik Resmi

Eylül ayında Mete'yi de yanımıza alıp arkadaşlarımızla beraber yurt dışı tatiline gitmeyi planlıyoruz. Bunun için hazırlıklara başladık ve pasaport için randevu aldık. 

Pasaport başvurusunda gerekli olan biyometrik fotoğrafı çektirmek için Mete'yi fotoğrafçıya götürüdüm. Fotoğrafın çekilmesi için Mete'yi anneannelerimizin evinde bulunan eski tip, yüksek, saksı sehpalarına benzer bir sehpa üzerine oturttuk ve elim görünmeyecek şekilde düşmemesi için Mete'yi tutarak pozumuzu verdik. Fotoğrafçımız ilk resmi çekmek için düğmeye bastığında flaşlar bir anda patladı ve önce oda aydınlandı sonra birden karardı. Mete, ne olduğunu anlayamadığı bu duruma şaşkın ve heyecanlanmış bir halde bakıp ne yapacağını bilemediği bir anda fotoğrafçımız gayet iyi niyetle Mete'nin korkmaması için sesini biraz incelterek "hav, hav, hav" dedi. Mete, tanımlayamadığı bu ikinci uyarıyla dudaklarını düşürdü ve avazı çıktığı kadar ağlamaya başladı. Yaklaşık 15 dakika Mete'yi yatıştırmaya çalıştım. Sakinleştiğini düşünerek tekrar odaya girip hazırlandık. Mete, fotoğrafçımızı gördüğü an tekrar ağlamaya başladı. İkinci kez sakinleşmesini bekledikten sonra farklı bir fotoğrafçı ile odaya girdik.  Fakat bu çözümümüzde Mete için yeterli olmadı. Yeni fotoğrafçımız yerini alır almaz Mete tekrar ağlamaya başladı. Üçüncü kez sakinleştikten sonra fotoğrafçımız, benim kucağımda dış mekanda Mete'nin fotoğrafını çekti ve photoshopta gerekli düzenlemeleri yaparak vesikalık resmi hazırladı.