29 Haziran 2012 Cuma

Mete İlk Kepini Halası ile Birlikte Attı


20 Haziran Çarşamba günü Mete'nin küçük halası, Bahar'ın üniversite mezuniyet töreni vardı. Ailemizin Yıldız Teknik Üniversitesi mezunu 4. üyesi, Bahar oldu. İlk olarak kayınpederim (Mete KILIÇ) Elektrik Mühendisliği bölümünden; ikinci olarak eşim, babasının izinde Elektrik Mühendisliği bölümünden; üçüncü olarak ben Şehir ve Bölge Planlama Bölümünden ve en son Bahar Fizik Bölümünden mezun oldu. Bu güzel günde Bahar'ın mutluluğunu paylaşmak için Mete ile birlikte düştük yollara.

1996 yılında hem korkarak hemde heyecanla kapısından içeri girdiğim Yıldız Teknik Üniversitesi'ne bu sefer yanımda oğlum ile beraber ilk defa gittim. Mete, ileride hatırlamasada, ailemiz için çok özel bir mekan olan Yıldız Teknik Üniversitesi Beşiktaş Kampüsüne ilk defa geldi ve geldiği ilk gün üniversitenin kepini atma şansı yakaladı. Zaman, bize ailemizin Yıldız Teknik Üniversitesi mezunu 5. üyesinin Mete'nin olup olmayacağını gösterecek.

Töreni seyretmek için kalabalığın içine girerek biraz ön sıralara doğru ilerledik. Bebek arabasını kalabalığın içine sokamadığımız için Mete'yi sürekli kucağımızda taşımamız gerekti. Mete, fazlası ile haraketlendiği için bize ve çevremizdekilere hiç rahat vermedi. Kucağımızda dört bir tarafa dönerek etrafımızdakilerin çantasını, saçını, daha doğrusu tutabildiği her şeyi çekti; fotoğraf çekmeye çalışanların objektifleri önüne eline uzattı... Bundan dolayı eşimle birlikte sırayla Mete'yi arka taraflara, daha sakin yerlere gezmeye götürdük. Eşim ile birlikte gittiklerinde epey uzun bir süre geri gelmediler. Yaklaşık 15 dakika sonra geldiklerinde Mete'yi gezdirme sırası bana gelmişti. Mete'yi kucağıma alıp arka tarafa gittiğimde çevredeki herkes Mete'ye ismi ile seslenerek yanlarına çağırıyor ve sevmek istiyorlardı. Ben bir an şaşırıp kaldım ve "Oğlumu siz nerden tanıyorsunuz?" diye düşünmeye başladım. Tabiki biraz önce eşim ile birlikte geldiklerin Mete, kendisine laf atan herkese gülücükleriyle karşılıp verip kendini sevdirdiği için herkesle tanışmıştı. Hatta üç arkadaşın bana "Biz, Mete hayranızyız." demeleri beni çok mutlu etti ve gülümsetti.
  




19 Haziran 2012 Salı

Mete Çamaşır Makinasını Keşfediyor


Mete inanılmaz haraketli bir bebek oldu. Oyuncakları ile oynamaktan pek hoşlanmıyor. Oyuncakları yerine özellikle ona yasakladığımız yerlere gidip karıştırarak dünyayı keşfetmekten hoşlanıyor. 

Banyoda ben saçımı kuruturken Mete'nin gözümün önünde durması için eline bir tarak verdim ve yürütecine koydum. Elindeki tarağı klozetin içine atarken son anda yakaldığımdan beri banyoya girmesine pek izin vermiyorum. Fakat Mete her hırsatta soluğu banyoda alıp özellikle çamaşır makinesini kurcalamaya başladı.

Aşağıdaki videoda Mete'nin kıyafetlerini yıkamak için çamaşır makinasının içine attım. Ama Mete sanırım makinayı fazla dolu buldu yada renklilerle beyazları ayırmak lazım diye düşündü ki kendine göre bir düzenleme yaptı.  




Çamaşırlar yıkandıktan sonra çamaşır sepetini makinanın yanına koydum ve Mete'yi çağırdım. Çamaşırların tümünü Mete makinadan çıkardı ve sepetin içine kordu. Aslında aceleniz yoksa ve yeteri kadar sabırlı davranabilirseniz ev işlerini oyun haline dönüştürerek bebeğinizle birlikte güzel vakit geçirmek mümkün oluyor. 


8 Haziran 2012 Cuma

Hamileler için fotoraf örnekleri

Yaz aylarının gelmesi ile birlikte arkadaşlarımdan hamilelik haberleri almaya başladım. Aramıza yeni sevimli miniklerin geleceğini öğrenmek beni mutlu ediyor. Açıkcası bu haberlere anne olduktan sonra daha çok seviniyorum. Çünkü annelik çok güzel bir duygu ve benim gibi arkadaşlarımında bu duyguyu yaşayacağını öğrenmek, herşeyden daha çok sevecekleri meleklerini kucaklarına alacaklarını bilmek çok mutluluk verici.

Hamilelik ise çok hızlı ve yoğun duygular içinde geçen bir dönem. Anne adayı kendini unutuyor ve herşeyi doğacak bebeğini düşenerek yapıyor. Bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişmesi ve doğması için ne yemeliyim, ne yapmalıyım diye düşünürken bir bakmışsınız o büyük an gelmiş ve bebeğiniz kucağınızda.

Benim hamilelik dönemimde çok hızlı bir şekilde geçti ve Mete'yi kucağıma sağlıklı bir şekilde aldım. Ama şimdi geriye dönüp baktığımda o dönemimi ilerde hatırlatacak pek resmimim olmadığını fark ediyorum. Eminim anne olan bir çok kişi şu an benimle aynı düşünceleri paylaşıyor. O yüzden aşağıda sizlere ilham vermesini amaçladığım bir kaç hamilelik resmi yayınlıyorum. Bu arada sizinde bu tür güzel resimleriniz varsa ve bana gönderirseniz burada diğerlerine ilham vermesi açısından yayınlamak isterim.
















5 Haziran 2012 Salı

Hangi yaşta ne kadar uyku gerekiyor?

Çevremdeki anne olan arkadaşlarla toplandığımızda sohbetlerimiz hep çocuklarımızın/bebeklerimizin üzerine oluyor. Bu sohbetlerimizin konusu ya "Seninki gece kaç defa uyanıyor?", "Sabahları erken mi uyanıyor?", "Gündüz uykuları nasıl?" oluyor yada "Yemek yemesi nasıl?", " Yemek seçiyor mu?" v.b. oluyor. 

Annelerin bebeklerini büyütürken en çok üzerinde durdukları konular beslenmeleri ve uykuları. Peki bebekler günde kaç kez ve ne kadar uyumalılar? Gece kaçta yatmalılar? Gece uykuları ne kadar sürmeli? Tüm anneler gibi benimde aklıma takılan bu sorulara bir cevap olabileceğini düşündüğüm aşağıdaki yazıyı sizinle paylaşmak isterim.



"Her çocuğun farklı olduğunu unutmayın, bazıları diğerlerinden daha az, bazıları daha fazla uykuya gereksinim duyar; ancak arada çok da büyük farklar olmamalıdır” diyen Uyku Danışmanı ve Koçu Seride Samurkaş Karaç, çocukların uyku düzeninin nasıl olması gerektiği konusunda önemli bilgiler verdi.

Farklı yaşlardaki çocukların ortalama olarak ne kadar uykuya gereksinim duyduğuna dair genel bilgileri yanda bulabilirsiniz.

Birçok çocuğun çok uykuya gereksinimi olduğunu unutmayın. Ebeveynler, çocukları saat 23.00’te uykuya yatmayı reddediyor diye, “uykuyla arasının olmadığını” düşünürler. Aslında çocukları uyku eksikliğine bağlı aşırı yorgunluk çekiyor olabilir.


Kendinize şu soruları sorun:
- Her otomobile bindiğinde hemen uykuya dalıyor mu?
- Hemen hemen her sabah onu ben mi uyandırmak zorunda kalıyorum?
-Gün boyunca aksi, asabi ve aşırı yorgun görünüyor mu?
-Bazı akşamlar, normal yatma saatinden önce uykuya dalıyor mu?
-Sık sık sabah 06.00’da uyanıp mı güne başlıyor?
Bu sorulardan herhangi birisine “Evet” yanıtını verdiyseniz, çocuğunuz uykusunu yeterince almıyor olabilir.
Çocuğunuzun kaç saat uyuduğundan fazla, davranışlarına dikkat etmeniz daha önemlidir. Dr. Weissbluth “Genelde, çocuklar ne kadar uzun gece uykusu uyurlarsa, gündüz boyunca davranışları daha iyi olur” diyor. Bu çok doğrudur.

Çocukların uyku saatinin ve kalitesinin doğru olması neleri etkiler?
-Odaklanma süresini,
-Uyumluluğunu,
-Asabiyetini,
-Kendi başına oyun oynamasını,
-Çevrede olan biteni bütünüyle farkına varıp, öğrenmesini etkileyecektir.