28 Aralık 2012 Cuma

Kuzen ALARA Aramıza Hoşgeldin

Mete, benim tarafımdan (yani anne tarafından) 3. torun olarak dünyaya geldi. Abimin oğlu Kaan ve kızı Eylül olmak üzere Mete'nin iki kuzeni var. Mete, baba tarafından ise ilk torun fakat artık tek torun değil. 12.12.2012 günü anne babasının Alara ismini verdikleri 3. kuzeni dünyaya geldi.

12.12.2012 Çarşamba sabahı, Mete'yi bakıcısına bırakarak, Alara'yı karşılamak için eşimle beraber Amerikan Hastanesine gittik. Hastaneye vardığımızda Özge (taze annemiz), büyük bir heyecanla son hazırlıklarını yapıyordu. Hep beraber Özge'nin özenle hazırladığı kapı süsü, bebek şekerleri v.b. süsleri yerlerine yerleştirdikten sonra bu sefer hemşireler son hazırlıklar için odaya geldi. Herşey hazırlandıktan sonra Alara ile ilk karşılaşma anımızı heyecanla beklemeye başladık.

            



Sonunda beklenen an geldi ve bebek bakım odasının arkasından Alara ile tanıştık. Alara, 3 kilo 690 gram dünyaya geldi. Bebek bakım odasındaki en büyük bebek oymuş gibi dursada odaya yanımıza geldiğinde ne kadar küçük olduğuna şaşırdık. Alara'da her bebek gibi dünyamıza aç geldi ve sürekli ağzını açıp kapatarak (yalanarak) annesini aradı.

Mete'nin Alara ile ilk tanışması ise aynı günün akşamı oldu. Öğleden sonra eve giderek Mete'yi aldık ve Alara'nın yanına geri döndük. Ben, Alara'yı kucağımı alarak Mete'ye gösterdim. Fakat Mete daha ne olduğunu kavrayamadığı için pek bir tepki vermedi. Daha sonra eşim Mete'yi kucağına alarak Alara'yı gösterdi. Birkaç gün sonra ise ziyarete gittiğimizde eşim Alara'yı kucağında aldığında Mete hemen babasının kucağına atlayarak, eşimin kendisinden başka birini kucağına almasına izin vermedi. 


Mete'nin Alara'yı gördüğü ilk an.


26 Aralık 2012 Çarşamba

Dikkat! Mete Korkunç Oldu. Sakın Korkmayın!

Mete, bir gün evde oynarken burnunu tuttu ve bana bakarak boğazından "ha haaa" diye sesler çıkardı. Nereden aklıma geldi bilmiyorum ama bende "Çok korkunç oldun." dedim. O günden sonra bu bir oyun oldu ve ara ara bize korkunç oluyor ve bizde çok korkmuş gibi tepki veriyoruz. Tabi biz derken sadece ben ve eşim Egemen. Mete, başkalarını bu şekilde korkutmaya çalıştığında genelde "Aaaa ne kadar tatlı oldun." benzeri tepkiler alıyor ve bizde hemen devreye girip korkmaları gerektiğini belirtiyoruz.

Son günlerde ise bu korkunç olma olayının Mete için bir oyun olmaktan çıktığını fark ediyorum. İstediği bir şeye izin vermediğimizde bizi kendince cezalandırmak için bize dönüp korkunç oluyor. Bizde cezamıza razı olup korkuyoruz.

HEDİYE KAZANDIM just imagine: yılbaşı çekiliş sonucu



yılbaşı çekiliş sonucu

başta ibb şehir planlama müdürlüğü çalışanları olmak üzere katılan herkese çok teşekkür ediyorum!:) oldukça  yoğun ve çekişmeli geçen bu çekilişimizin kazananı "şenay akalın"!! ; kendisini tebrik ediyor; ona ve herkese önce sağlıklı, sonra mutlu, huzurlu, güzel bir sene diliyorum:)

bir sonraki çekilişte görüşmek üzere şimdilik hoşçakalın!

sevgiler,
nihan.

 


 


vee şanslı katılımcııı:)
Veee kazandığım hediyelerim

yılbaşı çekilişi

2012 biterken, 2013'ü selamlarken ben de boş durmadım, ufak bi' kaç hediyecikler yaptım sizlere. çekilişe katılma koşuları yine aynı; öncelikle blog sayfama (twitter, google plus ya da blogger bağlantılarından birisi ile) üye olacaksınız; daha sonra, bu yayının altına yorum yazacaksınız, içinizden ne geçiyorsa!:)

çekiliş 26 aralık çarşamba günü yapılacak ve sonucu aynı gün ilan edilecek. çekilişe katılmak için son tarih; 25 aralık 2012, saat: 23:59!

çekiliş konusu hediyelerden ilki; el yapımı kanaviçe yılbaşı kartı!
 


vee hediyelerden ikincisi ise, angry birds&yılbaşı temalı yastık! yorumlardan gördüğüm üzere çekişmeli geçen katılım sürecine uygun bir tema oldu sanıyorum:) herkese bol şans tekrardan. üşenmeyin, yılmayın, yorum yazın, blogger değil siz kazanın..


25 Aralık 2012 Salı

Mete, Atatürk'ü ve Cumhuriyetimizi öğreniyor

Havaların soğuması ile Mete'nin evden pek dışarıya çıkamamasından kaynaklı enerji patlamalarına ayak uydurmak için harcadığım efor sonucu bende enerji kalmıyor. Bundan dolayı uzun zamandır yazamadığım bu yazı için en sonunda vakit ve enerji buldum.

Mete, artık 1,5 yaşında ve etrafında olup bitenleri kavrayıp algılamaya başladı. Bizde "Ağaç yaş iken eğilir." dedik ve Mete'ye 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve Atatürk'ü tanıtmaya karar verdik.


29 Ekim akşamı Mete'yi de yanımıza alarak Beşiktaş sahiline gittik. Önce İstanbul Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği havai fişek gösterini izledik. Gösteri başlamadan önce kalabalık içinde Mete oldukça mutluydu. Etrafındakileri inceleyip ona laf atanlara gülücükler dağıtıyordu. Ancak havai fişekler atılmaya başladığında, Mete anlam veremediği gümbür gümbür seslerden ve yanıp sönen ışıklardan çok korktu ve nereye kaçacağını bilemedi. Normalde benim yada babasının kucağından başkasına gitmezken korkudan arkamızda duranların kucağına sıçradı. Gösterinin sonuna doğru ise korkusu geçti ve bizimle birlikte coşku içinde havai fişekleri izlemeye başladı. Havai fişek gösteri bitiminde ise Beşiktaş Belediyesinin düzenlediği Kenan Doğulu konserinde Mete ile birlikte dans ettik.




                         

10 Kasım'ın hafta sonuna denk gelmesini ve Ankara'da bir nikaha davetli olmamızı fırsat bilerek Mete ile birlikte haftasonu tatili için Ankara'ya gittik. 10 Kasım günü Anıtkabir'in çok kalabalık olacağını düşünerek Anıtkabir ziyaretimizi 11 Kasım'a bırakarak önce biraz Ankara'da dolaştık. 11 Kasım'da Mete'yi Anıtkabir'e götürerek Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü tanıtmak istedik. Mete, nöbet tutan askerlerimizin heybetinden çok etkilendi ve onlar gibi ayaklarını biraz açıp kollarını yanda birleştirerek poz verdi. Aslanlı yolda ise aslanların kucağında çok mutluydu.

             

             

11 Aralık 2012 Salı

Çocuk sonrası ebeveynler​in yaşadığı problemler ve çözüm önerileri!


Bir çiftin yaşam şekli çocuk sahibi olduktan sonra telaşlı bir hale dönüşebilir ve en sağlam ilişkiler bile bu sorumluluktan etkilenebilir.

Çocuk sonrası ebeveynler​in yaşadığı problemler ve çözüm önerileri!Yeni doğmuş bir çocuğun veya bir okul çocuğunun ihtiyaçlarının karşılanması çiftleri bazen tüketir ve daha çok stres altına sokarak ilişkiyi yıpratır. Aşağıdaki ebeveynlerin yaşadığı sıkıntıların bir listesini bulabilirsiniz. 

Zaman
Ebeveynler çocuklarına bakmaya çalışırken, birlikte daha az vakit geçirmeye başlarlar. Sadece özel programlar için değil, sıradan konuşulması ve tartışılması gereken günlük konulara bile vakit ayıramayabilirler.

Enerji
Yalnızca yenidoğan bir bebeğin çişi için uykudan kalkmak bile yeni ebeveynleri yorgun bırakabilir. Zaten hareketlilik hiç bitmez. Emeklemesine yardım etmek, pusetini oradan oraya taşımak sürekli onu izlemek de ebeveynin enerjisini tüketir. Tabi yorgun çiftin de romantik anlar veya güzel bir cinsel birlikteliğe ayıracak enerjisi kalmaz.

Para
Harcadığınız her kuruşa değse de bazen bir ailenin finansal yükü çiftlerin ilişkisini zedeleyebilir. Bu gerginlikle çalışma hayatı enerjinizi daha fazla emecektir. Bu fazla sorumluluk ve baskı nedeniyle çiftler bağlı kalabilmek için daha fazla çaba harcamak zorunda kalırlar. Destekleyici bir ilişki ve güçlü bir aile ortamı ebeveynlerin işini kolaylaştıracaktır.

İlişkiyi güçlü kılabilecek bazı önemli fikirler şunlardır:
Randevulaşmak
Birlikte dışarı çıkıp sevgili olarak özel bir şeyler yapmak, anne-baba olmak dışında birbirinizle keyifli saatler geçirmek ilişkinizi güçlendirmek için harika bir yoldur.

Diyalog
İletişime açık olmak ailevi sorumluluklar ve baskı nedeniyle zor olabilir. Yine de, hergün herhangi bir konu üzerine konuşmayı sürdürmek gerginliği azaltacaktır.

Hobilerinizi sürdürün
Eğer dikkat etmezseniz bir süre sonra sadece iş ve çocuk hakkında konuşmak hatasına düşebilirsiniz. Beraber bir aktiviteye katılmak, okumaya devam etmek veya film seyredip sinemaya gitmek gibi etkinliklerle konuşacak yeni konular bulabilirsiniz.

Hedef seçin
Sizi deliye çeviren konuları eşinize söyleyin ve yardım isteyin. Ama bazı konular üzerinde tartışmak veya çözmeye çalışmak faydasız olabilir. Bu noktaları kabullenip enerjinizi çözümü olabilecek ve çözümü ilişkinize fayda sağlayacak sorunlara yöneltin.

Romantizmi besleyin
Küçük romantik pasajlar, yastığın üzerine bırakılan küçük notlar, marketten alınan favori yiyecekler gibi küçük şeyler çiftler arasında olumlu duyguları besler. Bu tip şeylere enerjiniz veya zamanınız olmasa bile eşinizin ilişkinize önem verdiğinizi sadece çocukları önemsemediğinizi bilmesi önemlidir.

Takım olun
Ebeveynler, düzenli olarak çocukları ve birbirleriyle görüşlerini paylaşırlarsa stresi azaltabilirler ve aynı tarafta olduklarını algılayabilirler. Bir takım olarak çalışmak bağları güçlendirir. Aksi şekilde farklı disiplinleri uygulamak ve kurallarda çakışmak, çocukların aklını karıştırabilir ve ilişkiyi bozabilir.

Seksi unutmayın
Düzenli bir fiziksel yakınlık ve samimiyetin önemini hafife almayın; bağlı ve önemli hissetmek ve tatmin olmuş olmak ilişkiyi çok ileri götürecektir. Libidonuzu azaltmanın yollarını bularak stresinizi de azaltabilirsiniz.

Kaynak: http://www.hthayat.com/kadinca-hayat/ask-mesk/iliski-rehberi/haber/1010778-cocuk-sonrasi-ebeveynlerin-yasadigi-problemler-ve-cozum-onerileri
.

7 Aralık 2012 Cuma

Bebek Gelişiminde Gizli Tehlike: TİROİD


Doğumdan itibaren çocukların gelişiminde büyük rol oynayan tiroid hormonunun az salgılandığı durumlarda büyüme geriliği ve boy kısalığı ortaya çıkabiliyor.



Yavaş ve sinsi ilerleyen bir hastalık olan tiroid yetersizliği konusunda ailelerin bilinçli hareket edip, önlem alması gerekiyor. Memorial Hizmet Hastanesi Çocuk Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Şerare Arbatlı, çocuklarda tiroid hastalığı nedenleri ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

BOY KISALIĞININ SORUMLUSU TİROİDLERİ OLABİLİR

Tiroid hormonu anne karnından ergenlik döneminin sonuna kadar büyümede önemli rol alan bir hormondur. Ayrıca beyin, kas ve yağ dokusunun metabolik hızını düzenler. Çocukların büyümesi için tiroid hormonu kanda yeterli düzeyde olmalıdır. Tiroid hormonun az salgılandığı (hipotiroidi) çocuklarda, büyümede gerilik ve boy kısalığı olur. Tiroid yetersizliği sıklıkla görülmesine rağmen belirtileri uzun süre fark edilemeyebilir. Belirtileri yavaş ve sinsi ilerlediği için ebeveynlerin dikkatinden kaçabilir. 

ÇOCUĞUNUZDA TİROİD YETERSİZLİĞİ OLDUĞUNU NASIL ANLARSINIZ

• Ailesinde tiroid yetmezliği hastalığı olan çocuklarda,
• Doğum sonrası tiroid hormon taramasında başlangıçta TSH (Tiroid Stimulan Hormon) düzeyi yüksek olan çocuklarda,
• Dişlerin geç çıkması, yürüme ve konuşmanın gecikmesi durumunda,
• Büyümenin yavaşlaması (5 – 18 yaş arası kilo almaya meyilli kısa boylu çocuklar) durumda,
• Kabızlık, cilt kuruluğu, saç dökülmesi, üşüme gibi durumlarda,
• Hareketlerin yavaşlaması,  konsantrasyon bozukluğu ve dikkat dağınıklığı durumunda aileler çocuk endokrinoloji bölümüne başvurmalıdır. Böylece, tedavisi çok kolay olan ancak gecikildiğinde kalıcı izler bırakan bu hastalığın önüne geçilebilir.

DENGESİZ BESLENMEK TİROİD HASTALIĞINA YOL AÇIYOR

Çocukların sağlıklı yetiştirilmesinde birinci şart yeterli ve dengeli beslenmeleridir. Dengeli beslenmeden söz edildiğinde vücudun protein, vitamin ve minerallerinin tam olarak karşılanması anlaşılmaktadır. Yetersiz ve dengesiz beslenme çocuklarda; bağışıklık sisteminin zayıflamasına, çeşitli enfeksiyon ya da alerjik hastalıkların oluşmasına, diyabet, tiroid yetmezliği gibi önemli hastalıklara yol açmaktadır. Ayrıca dengesiz beslenmenin bir şekli olan karbonhidrat ağırlıklı beslenme şekli, çocuklarda sık rastlanan obeziteye de neden olmaktadır.

İYOT EKSİKLİĞİ TİROİD YETMEZLİĞİNE NEDEN OLUYOR

Yetersiz ve dengesiz beslenmenin bir başka şekli vitamin ve minerallerin eksikliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Örneğin; çinko yetersizliği görme bozukluğu, akne, cilt problemleri, bağışıklık sisteminin zayıflığı, konsantrasyon bozukluğu ve öğrenme becerisinin azalmasına; iyot eksikliği de tiroid yetmezliğine yol açmaktadır. Çocuklarımızın fazla miktarda, yüksek kalorili besinler yerine daha az rafine edilmiş yüksek vitamin değeri olan dengeli besinler tüketmesi sağlıklı bir gelişme için ana hedefimiz olmalıdır. 

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/saglik/22093996.asp

6 Aralık 2012 Perşembe

Çocuğunuz için Oyun Hamurunu Siz Yapın


Malzemeler
- 1 su bardağı un
- Yarım su bardağı tuz
- Yarım su bardağı su
-Gıda boyası
Yapılışı:
- Derin bir kaba suyun yarısını ve tuzu ekleyin. Erimesi için biraz karıştırın (tuz tamamen çözünmeyecek).
- Unu ilave edin ve yoğurun (İstediğiniz kıvama göre 1 çorba kaşığı un eklemesi de yapılabilir). Az miktarda gıda boyası ekleyin (toz ise 1 tutam kadar – sıvı ise kürdan ucuyla).
- Yaptığımız oyun hamurunu, buzdolabı poşetlerinde muhafaza edip kurumasını geciktirebilirsiniz.