6 Mayıs 2012 Pazar

Sapanca - Naturköy

29 Nisan pazar günü, eşimin lise arkadaşları ile Sapanca'da düzenledikleri kahvaltıya gitmek için erkenden kalktık. (Tabi haftasonu olduğu için erken diyorum. Saat 8:30 civarı uyandık) Ben ve eşim hemen giyinip hazırlandık fakat ufak bir sorunumuz vardı. Her sabah erkenden uyanan Mete hala yatağında mışıl mışıl uyuyordu. Uyanmasını beklersek çok geç kalacağımızdan dolayı istemeye istemeye Mete'yi uyandırdık. 


Mete ile birlikte yola çıktık. Evde hazırladığım kahvaltısını yolda Mete'ye yedirmeye çalıştım fakat giden bir araç içinde hiç durmadan bir sağına bir soluna dönen bir bebeği doyurmak dünyanın en zor işlerinden biri olduğu ve bu konuda başarılı olamadığım için en yakın dinlenme yerinde 10-15 dakika mola vermek zorunda kaldık.

Yol boyunca hava kapalı ve her an yağmur yağacak gibi olsada Sapanca'ya vardığımızda hava açmış ve bulutlar  kenara çekilerek yerini güneşe bırakmıştı. 

Baharın gelmesi ve havaların güzelleşmesiyle birlikte haftaiçi evde kalan oğlumuzu haftasonu açık havaya, güneşe çıkatmaya çalışıyoruz. Bu kahvaltıda bu bakımdan Mete için harika oldu. Sapanca'da Naturköy Tesisine gittik. Gerçekten çok güzel bir tesis ortasından gürül gürül bir dere akıyor. Her yer yemyeşil, tertemiz hava. Yolunuz Sapanca'ya düşerse burayı mutlaka görün derim. Detaylara http://www.naturkoy.com.tr adresinden bakabilirsiniz.

Eşim yıllardır arkadaşlarını görmediğinden dolayı onun rahat rahat arkadaşları ile vakit geçirmesi için ben hızlıca bir şeyler yiyerek Mete'yi aldım ve çimlerin üzerinde oynamaya başladık. Mete, bir hafta önce ilk defa çimlerin üzerine oturmuş ama korktuğu için çimleri elleyememişti (http://meteileyeniyasam.blogspot.com/2012/05/23-nisan-tatilimiz.html?spref=fb). Bu sefer ise artık çimlere, doğaya alıştı. İlk önce oturup etrafındaki papatyalardan birini kopartmayı başardı. Daha sonrasında ise son noktayı koydu ve çimlerin üzerinde emeklemeye başladı. 

Sapanca'ya kadar gidilip Adapazarı'nda ıslama köfte yenmeden İstanbul'a dönülmez tabi. Akşama doğru kahvaltı grubundan kalanlar ile Adapazarı'na geçerek ıslama köfte yemeğe gittik. Lokantanın çocuk parkında salıncak olmadığı için Mete'yi kaydıraktan tutatak kaydıydım. Ben korkucağını, sevmeyeceğini düşünürken tam tersi Mete bu yeni tanıştığı oyuncağa bayıldı. Mete'nin kahkahaları arasında benim gücüm yettiği kadar kaydık. 

Gece eve döndüğümüzde ilk işimiz Mete'yi yıkamak oldu. Tüm gün oyun oynadıktan ve banyo yaptıktan sonra hemen uyuyacağını düşünüyordum ama temiz havanın verdiği enerjiden olsa gerek Mete'yi o gece uyutmak için büyük bir mücadele verdik. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder